AR-GE ve İnovasyon Patent ve Ticarileşmeyle Katma Değere Dönüşmeli

Yaptıkları üretimleri kurumsal bir yapıya oturmuş birçok firma sonraki süreçte ajandasına Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını alıyor. Rekabetin vazgeçilmez unsurları arasında yer alan bu iki dinamiğin katma değere dönüşmesini sağlayan en önemli iki parametre ise patent ve ticarileşme.

Türkiye’de bin 300’ün üzerinde Ar-Ge ve 335’in üzerinde de tasarım merkezi bulunuyor. Hem tasarım hem de Ar-Ge merkezleri konusunda son dönemde ciddi atılımların gerçekleştiğini görüyoruz. Buna karşın tasarım ve Ar-Ge tarafında inovasyon ve ticarileşmeye giden yolun yeteri kadar taçlanmadığını görmek mümkün. Her yıl hatta her ay artan Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin sayısına paralel olarak patent ve faydalı model başvurularında aynı başarıyı görülemediğini rakamlar bize söylüyor. 2024 Ocak-Ekim arası dönemde 5 bin 701 patent başvurusu gerçekleştirilirken, 2023’ün aynı döneminde ise 5 bin 457 başvuru yapıldığını kaydeden Adres Patent Genel Müdürü Cumhur Akbulut, “Toplamda yüzde 4,8’lik artış kaydedilirken her geçen yıl çift haneli büyüme gösteren Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde ticarileşebilecek daha fazla buluşa imza atılması gerekiyor. Patent başvurularındaki yüzde 5’lik artış Türkiye’deki Ar-Ge ve tasarım merkezleri varlığı düşünüldüğünde oldukça sembolik kalıyor. Tasarım tarafında ise 2023’üm Ocak-Ekim döneminde 45 bin 24 başvuru yapılırken, 2024’ün aynı döneminde bu sayı 34 bin 83 olarak gerçekleşti. Toplamda bakıldığında yüzde 25’lik gerileme söz konusu. Gerilemenin nedenlerine indiğimizde ise birçok firmanın ekonomik belirsizliklerden dolayı bekleme sürecine geçmesi öne çıkıyor” dedi.  

Ar-Ge, inovasyon ve patent üçlü bir sacayağı oluşturuyor

İşin sanayi boyutunu ele aldığımızda ise karşımıza ‘ihtiyaçlarımıza ve taleplerimize uygun ürünleri bulamıyoruz’ üniversitelerden görüş aldığımızda ise ‘sanayiciler bizleri yeteri kadar desteklemiyor’ yaklaşımları karşımıza çıkıyor. Bu döngünün bir sinerjiye dönüşmenin yolunun üniversite sanayi iş birliklerinden geçtiğini dile getiren Akbulut, “Bunu dışardan hizmet alımı yoluyla yapan sanayicilerde kronikleşen başak bir sorun ortaya çıkıyor. ‘Buluş ve ürün geliştirme süreçleri çok uzun zaman alıyor. Bana şimdi lazım!’ maalesef KOBİ’lerimizin önemli bir kısmı üniversite sanayi iş birliğiyle yola çıktığında projenin henüz senesi dolmadan bu tip taleplerde bulunurken, sonrasında yaşanan süreç tıkanıklıkları Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin kronikleşmiş sorunları arasında yer almaya başlıyor. Bunu aşan firmalar ise genelde teknoparklara yerleşke kurarak bu alandaki çalışmalarını daha sistemli bir yapıya kavuşturuyor. Öyle ki bu yapıda ilerleyen şirketler gramı bin 300 dolar olan ürünler geliştiriyor” açıklamalarında bulundu.