Marka; en basit tanımıyla bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlayan işaretlerdir.

Markanın usulüne uygun tescili halinde marka hakkı, sahibine inhisarı hak tanıyan ve bu çerçevede çok geniş yetkiler veren bir haktır. Marka hakkı sahibine tanınan bu haklar beraberinde, çeşitli sorumluluklar da getirmektedir. Bu sorumluluklardan bir tanesi de markanın kullanılması ve gerekli durumlarda bu kullanımın ispatlanabilmesidir.

Eski düzenlemede 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 14. Maddesinde “markanın kullanılması zorunluluğu” düzenlenmiştir. Markanın usulüne uygun kullanılmaması halinde dava yolu ile bu hakkın kaybedilmesi sonuçları doğabilmektedir.

10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren yeni 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda da markanın kullanılması ve usulüne uygun kullanılmaması halinde hak kaybı yaratacak düzenlemeler getirilmiştir. Hatta ve hatta Kanunun markaların iptali ile ilgili taleplerin Kuruma sunulması şeklindeki düzenlemesi Türk Patent ve Marka Kurumu’nu mahkemeler gibi karar verecek bir Kurum haline getirmiştir. Her ne kadar markaların iptali yetkisi henüz mahkemelerde olsa da Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 7 yıl sonra bu talepler Kuruma iletilecek ve Kurum karar verecektir.

Dolayısıyla bu taleplerin Kuruma yapılabiliyor olması nedeni ile özellikle markanın kullanılmadığı gerekçesi ile iptal edilmesi gerektiği yönündeki talepler de artacaktır. Henüz Kurumun bu yetkisi olmasa bile ileride oluşabilecek iptal taleplerine karşı markanın kullanımının ne şekilde yapıldığı ve nasıl ispatlanacağı da önem kazanmaktadır.

Aşağıda Markanın Kullanımının İspatlanabilmesi İçin Kullanım Şekli, Evrak ve Dokümanlarının Nasıl Olması Gerektiği Ayrıntılı Olarak Açıklanmıştır.

Bu konu markanın akıbeti açısından çok önemlidir. Çünkü aslında kullandığınız markanızı kullandığınızı ispatlayamamanız halinde markanın talep tarihinden itibaren iptal edilebilecek  ve dolayısıyla da 6769 sayılı Kanunun koruma kapsamı dışında kalacaktır.

6769 sayılı Kanunda; markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, Markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması ve Markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

Kanun hükmünde genel hatlarıyla hangi hallerin kullanım sayılacağı belirtilmiş olsa da; kullanımdan ne anlaşılması gerektiği, kullanımın niteliği ve ispat meselesi üzerine en sık tartışılan hususlardır.

Ayrıca yine yeni kanun düzenlemesine getirilen ve nisbi red nedenleri arasında sayılan aynı ya da benzer markanın aynı mal hizmet sınıflarında tescil başvurusu yapılması halinde yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir.” hükmü nedeniyle markanın kullanım ispatı hususu büyük önem kazanmıştır. Ayrıca bu durum kullanılmayan markaların kanun kapsamındaki korumasının zayıfladığını gösterir niteliktedir. Aynı zamanda Kurumun iptal yetkisi olduğunda uygulayacağı prosedürün de hazırlığı şeklinde yorumlanabilir.

Dolayısıyla tescilli bir markanın hangi süreler içerisinde kullanılması gerektiği ve markanın ticari hayatta ne şekilde kullanılması gerektiği hususu önemli bir konu haline gelmiştir.

Markanın kullanım ispatında Türk Patent ve Marka Kurumu uygulamalarını ve aranan nitelikleri başlıklar halinde inceleyecek olursak;

Faturalar; markanın Türkiye içerisindeki kullanımını ve kullanımı ispat edilen marka ile ilişkilendirilebilir bilgileri (marka adının açık ve hangi mal ve hizmetler için kullanıldığını gösterir bilgiler), tarih bilgilerini ve markanın kesintisiz kullanıldığını ispatlar tarih aralıkları bilgilerini içermelidir.

Kataloglar; faturaları destekleyici belgeler niteliğinde olup; marka adını, tarih bilgilerini, faturalarla eşleşen ürün kodlarını ve ürün listelerini içerir nitelikte olmalıdır.

Ambalaj ve tabelalar; markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden marka adını, markanın üzerinde kullanıldığı mal veya hizmeti ve zaman içerisinde yapılan değişimleri gösterir nitelikte olmalıdır.

Fuarlara katılım halinde; katılım belgeleri marka adını geçirir nitelikte ve özenle düzenlenmeli, fuar esnasında marka adının da net olarak göründüğü görseller alınmalı ve fuar harcamalarına ilişkin faturaların da istenmesi halinde sunulabilir nitelikte olmasına özen gösterilmelidir.

Pazar araştırması veya kamuoyu araştırması yapılması halinde; araştırma sonuçlarının markanın bilinirliğini ortaya koyacak nitelikte güvenilir ve net bilgiler içermesine dikkat edilmelidir.

Reklam, promosyon ve tanıtım çalışmalarında; yapılan reklam, haber, tanıtım dokümanlarının net anlaşılır ve markayı belirtir nitelikte olması, gerekli durumlarda örneklerinin sunulabiliyor olması ve bu çalışmalara yönelik faturalar ile eşleştirilebilecek nitelikte olması gerekir.

Bu unsurların yanı sıra yapılan ticari faaliyetler sırasında düzenlenen belge, doküman ve beyanların da marka ile eşleştirilebilecek nitelikte ve özende olması gerekmektedir.

Günümüzde çok yoğun olarak kullanılan internet sitesi ve sosyal ağlarda yapılan kullanımlarda da markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden, yanıltıcı olmayan şekillerde kullanılması önemli bir husustur.

Özetle; marka ile ilgili yapılan yatırımlarda, tanıtımlarda ve ticari faaliyetlerde markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden kullanım; gerekli şartlar yerine getirilmesi halinde markanın nesiller boyu kullanımına olanak sağlamaktadır. Bu nedenle marka sahiplerinin markayı kullanırken mutlaka tescil ettirmeleri yanında yukarıda bahsettiğim gerekli özen ve hassasiyeti göstermeleri markanın geleceği, günümüz hukuk kuralları, ispat külfeti, marka hakkının korunması ve muhtemel tecavüz faaliyetlerinin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Av. Nilgün DİNKÇİ TAŞCI

Marka ve Patent Vekili